Bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.Kötü olan bütün bu yasaklar, Rabbinizin sevmediği şeylerdir.İSRA,36,38
Cebrail as Peygamber efendimize , İsra suresi ayetlerini vahyederken, Yüce Rabbimizin sevmediği, bazı hallerden bahseder. Şüphesiz Müslüman’ların en çok dikkat etmesi gereken husus Allahın sevmediği hallerdir. İsra 36. ayetinde bizlere önemli bir yasağı tebliğ eder.
BİLMEDİĞİN BİR ŞEYİN ARDINA DÜŞME !
Bu durum geçmişte yaşanmış ve bizlere kuranda aktarılan din istismarcıları yüzündendir. Geçmiş dönemlerde İncil Tevrat Zebur gibi yazılı emirler indirilmiş olmasına rağmen, vahiyler zamanla insan eli ile değiştirilmiş, çıkarlar adına halk saptırılmaya çalışılmıştır.
Her bozulan kitap ardınca yeni bir kitap inmiş, ancak insanlar ayetleri bırakıp, çoğunluğun yaşadığı örf adet gelenek ve göreneklerine uyarak, Allah yolunu terketmiştir. Yüce Allah insanların pek azının kendisine itaat edeceğini biliyor olduğu için aşağıdaki ayeti ile müminlere seslenmiştir.
Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ‘zan ve tahminle yalan söylerler.ENAM-116
Ruh bilimde sürü psikolojisi adı verilen çoğunluğa uyma davranışının altında tek neden yatmaktadır.
Aşağılık duygusu yüzünden özgüven eksikliği yaşayan kişilikler, yetersizlik duyguları içinde kalabalık olan güçlüdür mantığıyla sürüye katılarak kendilerini güvende hissederler ve sürü davranışlarını taklit ederek kendilerini olumlarlar.
Oysa ki güçlü olan niteliksiz insan sürüleri değil, bilakis gücü ve kudreti mülkünde tutan Aziz Allah’tır. Kuran’da verilen örneklerden anlıyoruz ki, Allah dilediğinde tek bir kulunu, sayıca üstün nice topluluklara üstün kılmış , dilediğinde bir köleyi bir ülkenin başına sultan yapmıştır. Bu bu durum bizlere Yusuf Suresi’nde Yusuf as hayatı ile örneklendirilmiş ve ibret almamız önemle tembehlenmiştir.
İslamiyet yaşantısı geçmiş yüz yıllarda çıkarcı tahrifkar ruhbanların varlığı ve toplumun çoğunluğa, yani sürüye uyma zaafı yüzünden daima sekteye uğramış, çıkar sağlamak adına ayetler mütemadiyen tahrif edilmiştir. Böylelikle İsra36. ayetinin aksine tutumlarda Allahın sevmediği şeyler yapılmış, nice Ademoğlu bu yolda helak olup cehennemi mesken edinmiştir.
Ey İnsanlar; şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size apaçık bir düşmandır. O size hep çirkin ve murdar işleri emreder, Allah’a karşı bilmediğiniz şeyler söylemenizi ve yapmanızı ister. Şeytana uyan bu sapkınlara ise: “Allah’ın indirdiğine uyun.” Kuran’a uyun dendiği vakit de: “Yok, bizler atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız.” derler ve ona uyarlar. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar? İşte O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyen kişinin haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.BAKARA-168,169,170,171
Yüce Rabb’in sevmediği halleri ayetinden idrak ettiğimize göre, içinde bulunduğumuz Muharrem ayı ve aşure konusunu İlahi rıza hoşnutluğu dikkatinde irdeleyelim;
Muharrem ayı, önemli olaylara sahne olduğu belirtilen bir aydır. Muharrem ayının da içerisinde bulunduğu dört aya haram aylar isminin verilmesi, bu aylarda yapılacak ibadetlere daha çok sevap, günahlara ise daha çok ceza verilecek olması inancına dayanır. Oysa ki Yüce Allah bize bunu bildirmemiştir. Unutmuş olabilir mi?
Rabbin asla hiçbir şeyi unutmaz.MERYEM,64
Yüce Rabbimiz bazı özel gecelere ve Ramazan ayındaki zaman dilimlerine dikkat çekmiş bu günlerin ve gecelerin önemi ve bu zaman dilimlerinde yapmamız gereken ibadetleri açıkça ve ölçüsüyle belirtmiştir. Her eksikten beri, kullarının aksine hiç bir şeyi unutmayan Yüce Rabbimiz bu günler ve geceler dışında yapılması gereken günlük ibadetlerimizi Kuranda yazmamış eksik bırakmış olabilirmi?
Bu Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.ENAM,38
Bizlere düşen görev öncelikle Yüce Allah’ın emirlerini yerine getirmektir. Bunun aksi davranmak kişiyi dinden çıkarıp felaketine sürükleyen bir durumdur. Çünkü Allahın tasvip etmediği söylemler ve eylemlere yönelmek veya yönlendirmek kulların gaflet ve dalalet içinde kaybolması demektir.
De ki; Ben sizi ancak kuran ile vahiy ile uyarıyorum.”ENBİYA,45
Böylece biz seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete, sana vahyettiklerimizi okuman için gönderdik.RAD,30
Bu Kuran, bana, sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu.ENAM,19
Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler ki: Bundan başka bir Kuran getir veya şu ayeti değiştir.” De ki: “Benim onu kendiliğimden değiştirmem ve uygulamam asla mümkün değildir. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum. Eğer Rabbime isyan edersem büyük günün azabından korkarım.” YUNUS,15
Kıymetli ayetlerinden idrak edeceğimiz üzere; Peygamber efendimizin açıkladığı ve uyduğu vahiy Kuran ayetleridir. Müşriklerin reddettiği ve değiştirilmesini istedikleri ayetler ise yine aracılık kurumunun çıkarlarını alt üst eden Kuran ayetleridir. Peygamber’in vazifesi, kendisine vahiy olarak inen ayetleri değiştirmeden tebliğ etmek ve uygulamaktır. Bu nedenle, Kuran’a uymak Peygamber’e uymak demektir. Kuran’a uymak, Allahın emrine göre hareket etmek ve itaat içinde yaşamak demektir.
Günümüzde dinimizin, cumadan bayrama, mevlitten kandile ,yalan yalnış bilinip hatırlanması, Allahın emirlerini bırakıp onun bunun dediği ile hareket ediyor olmamızdandır.
Yüce Allah kuranda ne bildirdi ise O müminler için buyruktur, doğrudur, kesindir.
Onun bize buyurduğu yol yöntem ve ölçü ne ise, müminler için yegane doğrudur.
Aksi durum İNKARCI KAFİRLERİN KÜFRÜDÜR
İşte bu bir öğüttür. Dileyen Rabbine giden yolu tutar. Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. İNSAN,29,30
Ayetinde buyurduğu üzere , Allah dilemedikçe kimse kimseyi doğru yola getiremez. Ve Kul aracısız halde Allah’a yönelmedikçe hiç bir aracının kimseye faydası dokunamaz.
Kişi vicdanı ile baş başa kalır samimi tevbe eder ve Allahtan yardım diler ise; Kudret sahibi Yüce Allah, İnsan suresi ayetlerinde açıkladığı üzere, “kişiye içkiyi de kumarı da her tür bağımlılığı da unutturur. Başında bir hastalık bir bela bir musibet varsa kurtarır. Kulu bir halden bambaşka bir hale ancak Allah sokabilir. İnsanın Allah’a aracısız yönelmekten başka hiç bir kurtuluş yolu ,hiçbir kurtarıcısı hiçbir çaresi ve yöntemi yoktur.
Bu konu İnsan suresi ayetleri ile bizlere açıkça bildirilmiştir.
23 – Kur’ân’ı sana kısım kısım biz indirdik.
24 – O halde Rabbinin hüküm vermesi için sabret. Onun Hükmü ayeti dışında hükmetme! Onlardan hiçbir günahkâra yahut nanköre itaat etme.
25 – Sabahakşam Rabbinin ismini an.
26 – Gecenin bir bölümünde de O’na secde et. Hem de O’nu uzun bir gece tesbih et.
27 – Çünkü onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü arkaya atıyorlar.
28 – Onları biz yarattık ve mafsallarını sımsıkı bağladık. Dilediğimiz vakit de hallerini değiştiririz.
29 – İşte bu bir öğüttür. Dileyen Rabbine giden yolu tutar.
30 – Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
31 – Allah dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere ise, acıklı bir azap hazırlamıştır.
Kıssadan hisse; Çoğunluğun uyguladığı Aşura geleneği “bilmediği şeyin peşine düşmüş” çoğunlukların rivayetleridir. Kuranda ne aşure ne de muharrem ayına atfedilen bir kutsallık ya da ayrıcalık yoktur. İslam tarihi ve yazılı kaynaklarında aşure adetinin nereden geldiği hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
BİLMEDİĞİN ŞEYİN ARDINA DÜŞME
Buyruğu ile bizleri uyarmış Yüce Rabb’in emirlerine uymak şüphesiz, sadakatimizi belgeleyen en “en salih amelimiz” olacaktır. Tarihsel süreçlere bakıldığında bir çok inanç mezhep ya da tarikat, çoğunluğun uyduğu gelenekleri( taraftar çoğaltıp güç elde ederek hükmetmek adına) onaylamıştır. Böylelikle hurafeler ve adetler günümüze kadar dini inançlar olarak yansımıştır. Muharrem ayı ve aşure hakkında detaylandırılmış çalışmaya BURADAN BKNZ
Bir tencere aşura kaynatıp dağıtmak yerine, Yüce Rabb’ in yazılı emirlerine uyarak, yoksula, yetime, yolda darda kalmışa aş vermek iş vermek el uzatmak, bir çaresizin öksüzün sırtını sıvazlayıp kol kanat germek muhakkak ki Allah’a sadakat meyilinde Salih amelimiz olacaktır. Afrika da hergün Açlıktan 25 bin kardeşimiz yaşamını yitiriyor. Tok bir kapı komşuya adet savmak için bir kap aşure vermek yerine, aç bir insana hayat vermek, İlahi Rıza dairesinde müşahade bulan Salih amellerimizin en halisanesi olacaktır.
AHNAFLAR – HANİFLER KİMDİR
Peygamber efendimiz’e görevi henüz tebliğ edilmemişken , o coğrafyada yaşayan sayıları az da olsa AHNAF (hanif) olarak anılan bir topluluk vardı. Hanifler; Ayetler tahrif edilmiş olduğu için inançlarını mantık yürüterek yaşıyor ve ibadetlerini “aracısı ve yardımcısı olmayan tek tanrıya” yani Allah’a yönelerek yapıyorlardı. Hanifler, ilahlar ve putların aracılığını reddediyor, aracılık kurumunun zalim baskılarına rağmen, ataları İbrahim’den kalma tek tanrılı islamiyet geleneklerini yaşamaya ve yaşatmaya gayret gösteriyorlardı. Bu durum,bknz;DUHÂ SURESİNDE detaylandırılmıştır;
Seni şaşırmış (dalil) bulup da yol göstermedik mi? DUHA,7
Yüce Allah’ın bknz;AHSEN HADİSLERİNDE Peygamber efendimiz üzerinden tüm haniflerin bknz;DALİL olduğu vurgulanıyor.
Önemle belirtmeliyiz ki, Peygamber efendimizin büyük mücadeleler verdiği müşriklerin çoğunluğu Allah’a inanıyor, ancak putları veya melekleri aracı olarak görüyordu. Put sahibi müşrikler, bir çok hurafeyi Allahın emri gibi gösteriyor ve halkın büyük bir bölümünü çıkarları adına aracılık yöntemiyle kandırıyordu. Unutmayalım ki peygamber efendimiz, mücadelesini ve savaşlarını, ateistlere karşı değil bilakis, dini tahrif etmiş, dini kendi çıkarlarına alet eden müşriklere ve müşrik din adamlarına karşı vermişti! Unutmayalım ki üç kitap hep aynı tahrif oyunu yüzünden bozulmuş ve ardınca bir diğeri inmişti.
Kutsal kitaplardaki tahrifatı elleriyle yazılı veya sözlü hale getirenlerin, Allah ve tebliğleri hakkında uyduranların; uydurduklarını servet, makam, mevki gibi geçici dünya menfaatlerine çevirmek, birkaç pula satmak için, bir de: ‘Bu Allah katındandır’ diyenlerin vay haline! Elleriyle yaptıkları yazılı tahrifattan dolayı vay ehl-i kitabın başına geleceklere! Elde ettikleri kazançtan dolayı vay ki, vay onlara! BAKARA,79
Allah’ı aracısız birleyen hanifler Peygamber efendimizin en yakınında yer alarak Müslümanlığın o coğrafyada yayılmasında önemli rol oynadılar.
Müşrik toplumun içinde yaşamış şair ve yazarların günümüze kadar gelmiş yazılı belge ve şiirlerinden, o döneme ait yaşanmış olayları, inanç tahrifatını, belge niteliğindeki şiirler ile kavramak mümkün. Özellikle Doğu şiir ve Edebiyatı örneklerinde Cahilliye Dönemi müşrik toplum ve inanç yapısı detaylı aktarılır.
Örneğin; Ünlü hanif şair Varaka, Vafir, Peygamber’imizin risaleti ile ilgilenip yoğun bir istekle onun elçiliğini beklemeye koyulmuştu ve defalarca ona yardımcı olacağını ifade etmiş; aynı zamanda bu tebliğe inanmayıp karşı çıkanların hüsrana uğrayacaklarını şiirlerinde vurgulamıştır;
لِـهَــمٍّ طالَما بُـعِـثَ النـَّشِـجـا
فقدْ طالَ انتِظارِي يا خـَديـجـَا
حَـدِيـثـَـكِ أنْ أرَى مِنـْـهُ خُـرُوجا
مِنَ الرُّهْبانِ أكْرَهُ أنْ يَـعُوجا
وَ يَـخْـصَمُ مَنْ يكُـونُ لهُ حَـجِـيـجا
يُـقِـيمُ بهِ الْبَرِيَّـةَ أنْ تَـمُـوجا
و يَـلْـقـَى مَنْ يُسالِمُهُ فُـلُـوجا
شَهِدْتُ فكُـنْتُ أوَّلَهُمْ وُلُـوجا
و لوْ عَـجَّـتْ بمَـكَّـتِـها عَـجـِـيـجا
إلى ذي الْعَرْشِ إنْ سَفَـلُوا عُـرُوجا
بـمَنْ يَـخْتارُ مَنْ سَمَكَ الْبُـرُوجا
يَـضِـجُّ الكافرُونَ لها ضَـجِـيـجا
مِنَ الأقـْدارِ مَـتْـلَـفَةً حَـرُوجا
-لَجِجْتُ و كُـنـْـتُ في الذِّكْرَى لَجُوجاً
و وَصْفٍ من خَدِيجَةَ بَعْدَ وَصْفٍ
بـبَـطْنِ المَكَّـتـَـيْنِ علي رَجائي
مِـمَّا خَبَّرْتِـنا منْ قَوْلِ قــَـسٍّ
بأنَّ مُـحَمَّـدًا سَيَـسُودُ فِـينـَـا
و يَظْـهَـرُ في البـِـلادِ ضِياءُ نُورٍ
فـيـَلـْـقَـى مَنْ يُحارِبُهُ خَساراً
فـيا لَـيْـتَــنِـي إذَا ما كانَ ذاكُمُ
وُلُـوجاً في الذي كَـرِهَـتْ قُـرَيْشٌ
أرَجِّي بالذي كَرِهُوا جَمِـيعاً
و هلْ أمْرُ السَّفالَةِ كُفْرٌ
فإنْ يَبـْقـَـوْا و أبْقَ تـَـكُنْ أمُورٌ
وَ إنْ أهـْـلِـكْ فَـكُـلُّ فَـتـًـى سَيـَلْـقَى
Tercümesi ;
Onu sürekli hatırlamaktayım; peygamberliğinin gönderilişi uzadığından dolayı kaygıdan ağlaya ağlaya bitkin düştüm.
Hatice’nin zaman zaman anlattıklarından dolayı sabırsızlandım; ey Hatice! Yeter artık çok bekledim, gözlerim yolda kaldı.
Ey Hatice! Senin anlattıklarından ümitlenerek onun Peygamber’in Mekke vadisinden çıkacağını görmeyi bekleyişim iyice sabrımı tüketti.
Anlattıkların, rahiplerden bir kahinin sözleridir; yanılgıya düşmelerinden endişeleniyorum.
Gerçek şu ki Muhammed, hükümran olup bizi yönetecek; kendisine karşı çıkanı da gerçekler karşısında mağlup edecek.
Mesajının nuruyla ülkeler aydınlığa kavuşacak; o, bu nur sayesinde yer yüzünün düzensizliğe düşmesini önleyecek.
Onunla savaşan zarara uğrayacak; ona ve mesajına teslim olan başarıya ulaşacaktır.
Bu peygamberlik gerçekleşeceği zaman, keşke hayatta olsaydım da ona ilk uyan ben olsaydım.
Kureyş bu işe karşı çıkıp Mekke’de kargaşa çıkarsa bile, ben Muhammed’in tebliğ edeceği dine tabi olurdum.
Onların, alçaklığa düşme pahasına da olsa topluca nefret ettikleri o din sayesinde ben, arşın sahibine ulaşmayı ümit etmekteyim.
Onların alçakça olan bu tavırları, yüce yaratıcının kendisini burçlara doğru yükselmeyi seçtiği kişiyi inkar etmekten öte bir şey değildir.
Şayet sizler ve ben Muhammed’in dinini tebliğ edeceği zamana kadar yaşarsak inkarcıların, nasıl paniğe kapılıp bunalıma girecekleri olayların ortaya çıkacağını görmüş olacağız.
Eğer ölürsem biliniz ki her insan, takdir edilen ve her dönem görülen ölümle mutlaka karşılaşacaktır.
Allah muhakkak ki doğruyu söyler & Amenna ve saddakna !!
Sözün en hayırlısı Allah’ın kitabıdır Kur’an’dır… yolun en hayırlısı da Muhammed’in yoludur…Kur’an okuyan ve onu uygulayan Mü’min, portakal gibidir; tadı güzeldir, kokusu da hoştur. Kur’an’ı okumayan fakat onu uygulayan mü’min,hurma gibidir; tadı güzel fakat kokusu yoktur.. !!
Rabbim bizleri Kur’an-ı okuyan ,anlayan,hayatında tatbik eden, çevresinde örnek teşkil eden, Mümin-Mümine kulları arasına bizleride katsın !!
Bu kıymetli paylaşım için, Allah Azze ve Celle ,senden razı ve hoşnut olsun Kardeşim ! Rabbim ilmini arttırsın, Fi Amanillah !!
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederim kardeşim. Rabbimiz cümlenizden razı olsun! Bizleri hayırlarına ulaşanlardan eylesin.
BeğenLiked by 1 kişi
yazılarınızı dikkatle takip ediyorum.verdiğiniz emeğe çok teşekkür ederiz ALLAH razı olsun.
BeğenBeğen
Biz teşekkür ederiz . Allah sizden de razı olsun.
BeğenBeğen
muharrem ayı ile ilgili bilgi ararken bloğunuzu buldum.buldurana şükürler olsun..:)
BeğenBeğen
Çok teşekkür ederiz kardeşim. Yüce Rabbim cümlemizi nuruna ve hayırlarına ulaşmışlardan eylesin! ALLAH RAZI OLSUN!
BeğenBeğen